Fatma Erdek’in ilk yazdığı kitap.
Farklı bir öykü. Fatma Erdek kitaplarında asıl farklı olan şey ise, o öyküdeki karakterlerin duygularını net, dolambaçsız ama “bu his ancak böyle tarif edilebilir ” diyeceğiniz kadar güzel betimlenmesidir.
Bir tarikata bağlı baba. O tarikat şeyhinin gözüne girebilmek için 9 yaşındaki oğlu Yusuf’u şeyhe fedai diye, 13 yaşındaki kızı Yesra’yı da eş diye verir. Tarikattan kaçan Yusuf’un, Barlas olma öyküsü…
Kitaptan alıntı:
“keşke aşk öğretilecek bir şey olsaydı. Aşk; herkesin yüreğindeki boşluğa göre şekillenen, herkesi farklı bir yerden vuran, herkesi başka bir iman ve başka bir ibadetle dolduran, öylesine sınırsız ve öylesine belirsiz bir kavramdı ki. Aşk bir evrendi. Sonsuzluğun içinde, milyarlarca tür barındıran, kimi ateşten, kimi ışıktan, kimi dumandan, kimi yeşilden, kimi beyazdan, kimi sudan , kimi topraktan… milyonlarca farklı yıldız, canlı, cansız, ve bilinmezden oluşan evren kadar zengin… milyonlarca şarkıya şiire ilham olacak kadar bereketli… kimine umut getirecek kadar parlak. Kimini umutsuzluğa mahkum edecek kadar karanlık. İşte bukadar değişken, bu kadar tanımsız bir şeydi aşk…
Bir tek, tarafları net ve değişmezdi. Bir “seven” ve birde “sevgili…”
Nesil, sevendi… Barlas ise sevgili..
Gerisi, anlatılacak ya da öğretilecek bir şey değildi.”
Hani bazen deriz ya şöyle adam gibi bir kitap olsa da okusak. İşte tam da öyle. Adam gibi bir kitap…
Facebook
Pinterest
LinkedIn
RSS