
AYIP İLE GÜNAH ARASINDA ŞEREF TURU ATMAK
Öğretmenler kurul toplantısında birlikte bir doğa yürüyüşü etkinliği yapılması gerektiği Bakanlık tarafından öğretmenlere bildirildi. Konu üzerine ön sıralardaki birisi parkta restoranda kahvaltı önerdi. Bu öneri ön sıralardaki kişiler ve idare tarafından olgunlaştırılıp karar aşamasına gelindi. Diğer, çoğunluğu teşgil eden öğretmeler bu duruma sessiz kaldığı için sükut ikrardan kabilinden işlem gördü. Her köyün bir delisi olduğu gibi toplantının saf öğretmeni söz istedi. “sayın hocam siz bir mecburiyet denklemi kurdunuz. Mazereti olanlar için alternatif bir denkleminiz var mı? Dedim. Müdür bey “ sen okulda kal o zaman” dedi. Biz de “hay hay” dedik.
Kaldı ki Bakanlık doğa yürüyüşü yapın diyor. Biz etkinliğin merkezine kahvaltıyı oturtup yürüyüş kısmını es geçiyoruz.
Nihayi karar verilmediği için toplantı yarına kaldı.
ikinci gün Müdür bey konu, doğa yürüyüşüne gelince bana dönerek nezaketen “Hocam ben kahvaltıya seninde katılmanı istiyorum” diye hatır koydu. Ben “hocam konun öznesi ben olmak istemiyorum ama” dedim sözüm kesildi, sevgili hocalardan biri hatra binaen “ben senin adını listeye yazdım zaten” dedi. Arkadan hatirli arkadaşlar “çıkıntılık yapma” dediler. Konuşmaya fırsat bulamadık.
Buraya kadar her şey normal ama işte tamda bu noktada şeref turları başladı. Gitsem mi? Gitmesem mi?
Şimdi gitmesem AYIP etmiş olacağım…
Peki gitsem GÜNAH olacaktı. Rabbime verdiğim sözü yerine getiremeyecektim. Nasıl diyeceksiniz? Rabbim bana diyor ki kulum sen içkinin satıldığı, ikram edildiği, içkinin içildiği yere YAKLAŞMA diyor. İnsan olarak ben bu konuda sabıkalıyım, içkiye zaafım var o yüzden uzak durmalıyım. Bu sözümü toplantıda dile getirmeme izin vermediler. Aslında bir yönden de söylememek iyi oldu insanların birçoğunun dine karşı inat duygularını kabartacaktı.
Akşam başladım okula gidip ayıp mı? Edeyim kahvaltıya gidip Günah mı? İşleyeyim, ama nafile işin içinden çıkamadım.
Siz olsanız……
Atabeg Yalçın YAYLA
22/06/2019
Facebook
Pinterest
LinkedIn
RSS