
Masallarla büyüdük hepimiz, masallarla büyütmek istiyoruz çocuklarımızı. Peki masallar göründüğü kadar masum mu?
Benim bunları düşünmeye başlamam, “Alice Harikalar Diyarında” masalınin ardındaki gerçek hikayeyi okuyunca başladı ve dehşete kapıldım.Kitabın yazarı, “Lewis Caroll” takma adıyla eser veren ünlü bir matematikçi, papaz ve fotoğrafçıdır. Alice, yazarın çalıştığı okulun müdürünün küçük kızıdır. Hergün onu kayıkla gezintiye çıkarır ve değişik masallar anlatır. Küçük kızı hergün biraz daha uzaklara götürür.Çektiği yarıçıplak küçük kız fotoğrafları yüzünden çocuk tacizi ile suçlanmıştır. Lewis Caroll’un, kitabının kahramanı olan gerçek Alice’i sadece adıyla değil, fotoğraflarıyla da ölümsüzleştirmesi, insanı düşündürür. Üstelik bu yazarın ünlü bir matematik ve mantıkçı olduğunu düşünürsek bu masalların bilinçaltına işlenen sırlarla dolu olduğunu tahmin etmek zor değil.
Bunun üzerine aldığım bütün masal kitaplarını incelemeye ve araştırmaya başladım ve gördüm ki zannettigimiz kadar masum değil.
Çocukken, Tarzan’ı çıplak izledik. Külkedisi gece yarısından sonra eve gelirdi. Pamuk Prenses 7 erkekle birlikte yaşıyordu. Pinokyo yalan söylerdi. Alaaddin hırsızdı. Kırmızı Başlıklı Kız, kırmızılarla ormanda yalnız dolaşıyordu. Rapunzel saçını uzatıp kuleye erkek alıyordu…
Bugün bildiğimiz bir çok masal, acımasız gerçekliğiyle yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Söz gelimi, değiştirilmeden önceki ilk metinlerinde Kırmızı Başlıklı Kız masalında, aslında Kurt’un Kurt Adam olduğunu ve Kurt Adam’ın da Kırmızı Başlıklı Kız’ı içinde yattığı yatağa davet ettiğini (kimilerince tecavüz ettiğini) biliyor muydunuz?
Masala şu açılardan bakmak hiç kuşkusuz yararlı olacak: Kırmızı bir başlık neyi simgeliyor olabilir? Kırmızı renk , şehvet, kan, aşk, erotizm, kadın ve günahı çağrıştırır. Kırmızı başlığını giyen kızdan, namusunu koruması ve annesinin öğütlediği gibi “yoldan çıkmaması” gerekir. Kırmızı Başlıklı Kız yüklendiği bu vazifeyi Kurt’la konuşarak ihlal etmiş ve neticede Kurt tarafından tuzağa düşürülerek yenilmiştir .Kırmızı Başlıklı Kız masalı, dinleyicisi olan kızlara, kuralların dışına çıktıklarında dışarıdaki “kurtlar” tarafından avlanacağını, bu yüzden de “yoldan sapmamaları” gerektiğini yoksa “şişenin kırılacağını!” söyler. Böylece masal, kızlara bir rol biçer.
Masallarda öpüşme dendiğinde hiç kuşkusuz akla ilk gelenlerden biri Pamuk Prenses’tir. Ormanın ortasındaki aydınlıkta, camdan bir tabutun içinde yatan prensesin tasviri, aslında bilinç altımıza şunu işler: Kız yine sınırların içindedir. Örneğin, ilk anlatımlarda, Grimm Kardeşler ve Disney değiştirene kadar, Uyuyan Güzel’in ırzına geçiliyordu o uyurken. Kadının masallardaki konumu erkeğin gücünü göstermek içindir. Örneğin ya bir canavar kaçırmıştır kadını, ya kadın uçları bulutlara değen kulelere hapsedilmiştir yahut üvey annesinin buyruğunda her an ölüm tehlikesindedir.
Çok masum gibi görünen Ayşegül serisinde bile hikayeler ne kadar iyi olsa da görsellerin genelinde Ayşegül’ün mini eteğinden iç çamaşırı görünür!
Sonuç olarak, çocuklara masal kitabı alırken iyice incelenmeli, iyi birşey anlattığından emin olmalıyız. Yoksa biz masalların bir varmış bir yokmuşluğunda gezinirken, içten içe zihnimize kendi kalıplarını empoze ediyor olacak. En önemlisi, bunları öyle anlaşılmaz ve fark edilmez yollarla yapıyor ki, bu araştırmalar gerçek olmasına rağmen, tek söyleyeceğimiz “abartı, o kadar da değil” olacaktır. Ama biz bunu söylerken çocuğumuz korkuyu bilinçaltına çoktan atmış olacak!!!
Facebook
Pinterest
LinkedIn
RSS