
Hava puslu son zamanlarda, sevgisizlik hakim her yerde. Herkes herkese karşı, herkes öfkeli, herkes eleştirmen, herkes hep doğru, herkes hep haklı…Ben diyoruz son zamanlarda, ben, ben, hep ben! “-Benim gibi değil, benim gibi düşünmüyor, ben olsam diye cümleler kuruyoruz.” Ötekileştiriyoruz bizim gibi olmayanları.
Sen Türksün, Sen Kürtsün, Sen Arapsın, Sen Alevisin, Sen Sünnisin, Sen Hıristiyansın, Sen Yabancısın dedik. Tahammülümüz kalmadı kimseye, farklı düşünceye, farklı olan her şeye. Kıyının öteki tarafını görmez olduk. Ne farkımız var cenazelerde? Benimkini toprağa verirken, seninkini yakıp kül mü ettiler? İkimiz de ağlamadık mı hıçkırıklara boğularak? Ağıtlar yaktık benimki Türkçe, seninki Arapça, Kürtçe, İngilizce…
Aynı şeyleri yaşamıyor muyuz bir kutuptan diğerine. Senin olduğun yerde bilmediğim duygular mı var? Senin olduğun yerde sevilmek istemiyor mu insan? Oysa ikimiz de koşmadık mı her acıdan sonra sevdiklerimize…
Çocuk olduk, düşeceğimizi bile bile binmedik mi o bisiklete, kanamadı mı dizlerimiz? Senden akan kanla benimkinin farkı ne? Her mutsuz anında herkesi mutlu zannetmek koymadı mı sana? Gazetedeki cinayet haberleri içini acıtmadı mı? Sen de aldatılmadın mı hiç? Seni yöneten çalmadı mı emeğini? Güzel olanı alkışlamadık mı ellerimizle. Başına benimkinden farklı ne geldi?
Aynı Tanrı ya diz çökerken bırakmadık mı kimliklerimizi? Sonra tekrar giydik kimliklerimizi, oysa hep bu geçici kimlikler üzdü bizi.
İnsan olmak gerek bu dünyaya, sadece insan! Seni de bir ana doğurdu bağıra bağıra beni de. İnsan doğduk, insanca öleceğiz.
Facebook
Pinterest
LinkedIn
RSS