
Anne-baba ve çocuklar bitmeyen bir aşk, bitmeyen bir didişme…
Bütün anne-babalar çocuklarının mutlu olmasını isterler. Mutlu etmek için çocuğun her istediğini yapmaya çalışırlar. Ne kadar çok şey alırlarsa o kadar mutlu edeceklerini sanırlar. Oysaki çocuğa hediye alınca, çocuk anlık sevinir. Bir şeyi başardiğinda ise hayat boyu sevinecektir.
Çocuklara mücadele ruhunu vermek gerekiyor. Eğer engelleri siz kaldırırsanız, ileriki yaşlarda tüm sorumluluğu size atacak ve “benim için bunu yap”lar başlayacaktır.
Çocuklar kuralları aslında severler. Her ne kadar kurallara “üff ” deseler de annem-babam benimle ilgileniyor diye düşünürler. Kural çocuğun, kendini kontrol etmesini sağlar. Kendini kontrol etme becerisi geliştikçe de öz güveni artar.
Kendine bağımlı çocuklar yetiştirmek, inceden inceye anne-babaya bir haz verebilir. Fakat bu çocuğa yapılacak en büyük kötülüktür. Hayatta yalnız kaldığı anda hatalar yapacak, topluma karıştığinda da duvara toslayacaktır. Çocuğunuzu bir gemi seyahatinde düşünün. Haritadaki tüm limanları siz göstermeli; fakat dümeni ona vermelisiniz. Eğer dümen anne-babada olursa, o sadece gemide tatil yapacaktır. Oysaki bırakın dalgalarla boğuşsun, bırakın ağlasın. Ağladıkça hayatı daha kıymetlenecek, büyüdüğünde ayakları yere basan sapasağlam bireyler olacaklardır.
Bu hayatta hepimiz ressam gibiyiz. Önümüzdeki tuvale nasıl bir resim çizeceğimiz ve hangi renkleri kullanacağımız bize bağlı. Bırakın çocuklarıniz istedikleri renkleri kullansınlar. Unutmayın bu dünyada sadece yaratıcılıklarını konuşturanlar fark atarlar !
Facebook
Pinterest
LinkedIn
RSS